Anlatılmayanı Anlamak: Sessiz Mücadelelerin Sesi

İnsan nedir? Ne için doğar? Ne için büyür? Kimin için büyür?

Bu soruların cevabını, bazen yıllarca ararız. İnançlarımızdan, bilgilerimizden, yaşadıklarımızdan süzeriz cevapları.Çok tartışmaya konu olmuştur bu konu belki çok cevap türemiştir doğru ya da yanlış, eksik veya fazla..

Bazılarımız bu yolu biraz daha dikenli yürür. Kimimiz, bir çocuğun gözlerinden dünyayı öğrenirken karşılaştığı engellerle tanır hayatı. Özel gereksinimli bir çocuğun ebeveyni olmak, sadece sorumluluk değildir; bu, her sabah yeni bir bilinmeze uyanmak, her gün yeni bir kelime, yeni bir bakış, yeni bir umut için mücadeleyi hayatın içine katıp yürümektir.

Bazen bir bakış beklenir, bir sarılma hayal olur. Çevreden gelen sorular, yanlış anlamalar, kırıcı sözler… En yakınlardır belki ‘Evet biz sizi anlıyoruz’ cümlesini söyleyenler acaba zarar mı verirler bu soruların cevabını arayan bireylere. Bunlar sadece birer detay gibi görünür ama aslında derin yaralar bırakır ruhta. İnsan olmanın zorluğu burada başlar: anlaşılmadığında bile anlamaya çalışmakta.

Belki sen de bu satırları okurken kendi çocuğunu düşündün. Belki geceleri sessizce ağladığın anları hatırladın. Belki de hiçbir şeyin yolunda gitmediğini düşündüğün bir günde, sadece bir gülümsemeyle yeniden ayağa kalktığını... Unutma, yalnız değilsin.

Her gün mücadele eden, evladına dünyayı daha yaşanır kılmak için çırpınan tüm aileler… Sizin yaşadıklarınız görünmeyebilir ama biz farkındayız. Gözünüzden bir damla yaş dökülmeden önce yaşadığınız binlerce duygunun, boğazınıza düğümlenen kelimelerin, bastığınız ama söyleyemediğiniz çığlıkların farkındayız.

Sizi alkışlamıyoruz. Çünkü bu sadece bir "başarı hikayesi" olarak değil insan olmanın en derin, en gerçek hâli olarak görüyoruz.

Ve biliyoruz ki, insan sadece toplum için değil, önce kendisi için anlam arar. Bu yazı da o anlamı birlikte taşıdığımızı göstermek için burada.

Yanınızdayız. Görüyoruz. Duyuyoruz. Ve çabalıyoruz.